menzil
Dil: Arapça menzil
-
[isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih]
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan veya konaklanan yer; çalım
- Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana
-
[isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih]
İki konak arasındaki uzaklık
- Top menzili.
-
[isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih]
Atla yapılan yolculukta bir günlük yol
- Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı.
-
[isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih]
Bir merminin ulaşabildiği uzaklık; erim (I)
- Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır.
- [isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih] Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü
- [isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih] At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han
- [isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih] Ok atma yarışlarında erişilen mesafe
- [isim, eskimiş, askerlik, askerlik, tarih, tarih, tarih] Osmanlı Devleti’nde resmî haberleşmeyi sağlayan posta teşkilatı