mevsim
Dil: Arapça mevsim
-
[isim, mecaz]
Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri; sezon, sürem
- Bütün bir mevsim vur patlasın çal oynasın, eğlenildi.
-
[isim, mecaz]
Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman
- Haşim, denizi sevenlerin, rüzgâr ve fırtına mevsimi gelinceye kadar kıyılara uğramamalarını öğütler.
-
[isim, mecaz]
Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
- Kütahya'ya bir kiraz ve Bursa'ya bir şeftali mevsiminde gitmiştim.
-
[isim, mecaz]
Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi; sezon
- Tiyatro mevsimi.
-
[isim, mecaz]
Zaman, dönem, çağ
- Sevda mevsimi gelince kuşlar bin türlü teranelerle minimini göğüslerini yırtarlar.
-
[isim, mecaz]
Yaşamın bir bölümü
- Yaşamın kış mevsimi yaşlılıktır.