nazik
Dil: Farsça nāzuk
-
[sıfat]
Başkalarına karşı saygılı davranan
- Vesime, hakikaten talihli kızmış, Remzi Bey biraz fazla saf olmakla beraber çok temiz ve nazik bir çocuk...
-
[sıfat]
İnce yapılı, narin
- Kadın fevkalade nazik ve güzel, çocuklar oya gibi idiler.
-
[sıfat]
Özen, dikkat gösterilmezse kırılabilen, bozulabilen, kötüleşebilen
- Nazik bir bitki.
-
[sıfat]
Gerekli önlemler alınmadığında daha kötü olan; kritik
- Şimdi devleti tehlikeden kurtaracak pek nazik zamandır.
-
[sıfat]
Dikkat isteyen, özen gerektiren; tetik (II)
- Rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez.