nokta
Dil: Arapça nuḳṭa
-
[isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor]
Biçimi kalemin kâğıda bir defa dokunması ile meydana gelen ben gibi ufak şekil
- Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık.
-
[isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor]
Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
- Genç adam o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi.
-
[isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor]
yer
- Orada polis noktası var.
-
[isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor]
Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz.
-
[isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor]
Nöbetçi bulunan yer
- Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...
- [isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor] nöbetçi
- [isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor] aşama
- [isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor] Yazıda cümlenin veya küçük harfle yapılan kısaltmaların sonunda, sıra gösteren sayılardan sonra, tarih yazarken gün, ay ve yıl bildiren rakamların arasına, sayı basamaklarını belirlemek için kullanılan noktalama işareti (.)
- [isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor] Hiçbir boyutu olmayan işaret
- [isim, mecaz, dil bilgisi, matematik, spor] orta nokta