ödemek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek; tediye etmek
- Borç varsa benimkidir, onu ödemek ve teşekkür etmek lazım.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek
- Bu fabrika sermayesini beş yılda ödedi.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Bedelini vererek bir zararı karşılamak; tazmin etmek
- Emekliye ayrıldıktan sonra keresteciliğe başladı ama eline geçen, alın terini ödemiyordu.
- [-i, mecaz, mecaz] Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak; ifa etmek
- [-i, mecaz, mecaz] Bir işin, bir görevin karşılığını vermek
- [-i, mecaz, mecaz] Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak