okumak
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Bir metni sadece harf ve işaretlere bakıp anlamak veya metni seslendirmek
- Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
- Gazete bile okumak istemiyorum.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
- Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Sesli olarak söylemek
- Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Şarkı, türkü vb.ni sesli olarak nağme ile söylemek
- Şifre okumak.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Bir şeyin anlamını çözmek
- Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi?
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo]
Nazarı önlemek veya gidermek, bir hastanın iyi olmasını, bir işin çözülmesini sağlamak için bazı duaları usulüne göre söylemek
- Komiser delilleri söylemeye başlayınca hırsız bütün bildiklerini okudu.
- [-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo] Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
- [-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo] Yazı dışındaki işaret ve izleri değerlendirerek çözmek, yorumlamak
- [-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo] Sövmek, küfretmek
- [-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo] Bir yere çağırmak, davet etmek; okuntu göndermek
- [-i, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, nesnesiz, mecaz, mecaz, nesnesiz, argo, halk ağzında, nesnesiz, argo] Anlatmak, ortaya dökmek