omuzlamak
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz, argo]
Omzuna almak, omzuna vurmak
- Odasına gelirken paravanaya çarpmış, panoyu omuzlamıştı.
-
[-i, mecaz, mecaz, argo]
Omzuyla dayayıp itmek
- Adam olanı bir defa omuzlamak yeter.
-
[-i, mecaz, mecaz, argo]
Destek vermek
- Projeyi tek başına omuzladı, götürüyor.
- [-i, mecaz, mecaz, argo] Bir iş veya görevi yüklenmek, sorumluluk almak
- [-i, mecaz, mecaz, argo] Alıp götürmek, sırtlayıp kaçırmak, aşırmak