önce
Dil: Türkçe
-
[zarf, isim, sıfat]
İlk olarak, başlangıçta; evvel, sonra karşıtı
- Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim.
-
[zarf, isim, sıfat]
İçinde bulunulan veya söz edilen anın gerisinde kalan bir zamanda; evvel
- Okula başlamadan önce sokakta oynardım.
-
[zarf, isim, sıfat]
Zaman bildiren kelimelerden veya zaman zarflarından sonra kullanıldığında belirtilen kadar zamanın geçmiş olduğunu gösteren bir söz; evvel
- Beş gün önce İzmir’deydim.
-
[zarf, isim, sıfat]
İçinde bulunulan veya söz edilen yerden daha önde; evvel
- Yokuş yukarı giderken solda önce camiyi sonra okulu göreceksin.
-
[zarf, isim, sıfat]
Bir şeyin geçmişteki bölümü, başlangıçta yer alan kısmı; evvel
- Bu işin öncesini bilmiyorum.
-
[zarf, isim, sıfat]
Makam, değer, derece, önem vb. için sözü edilenden daha önde olan; evvel
- O, kıdem bakımından daire başkanından öncedir.