öncel
Dil: Türkçe
-
[sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik]
ilk
- Öncel masallar üzre bir eğri masal / Mamutların sevgisinden kıpkırmızı
-
[sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik]
Öncelikli olan
- Fen ve edebiyat dallarında bilim üretmek kuşkusuz üniversitenin öncel görevidir.
-
[sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik]
Ayrıcalıklı olan
- Bu olay II. Murad devrinde başkent müftüsü olan Molla Fenari’ye hiyerarşide öncelik verilmesi ile başlamıştı. Anadolu Selçuklularında hiçbir müftünün böyle bir öncel durumu yoktu.
-
[sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik]
önder
- Kendi geçmişimizden önceller, başlatıcılar arayan Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu Ahmet Midhat Efendi ile Halit Ziya’yı hümanizmin Türkiye’deki kurucuları olarak belirler.
-
[sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik]
selef, ardıl karşıtı
- Bütün bu çabalarımızda, Cumhuriyet Dönemi’nde yayımlanmış olan eserleri tarayacağız ve sonuç olarak Yesevi’den önce Türk dünyasında gönül erlerinin öncellerini ortaya koymuş olacağız.
- [sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik] Sonucun çıkarıldığı önerme veya önermeler
- [sıfat, isim, isim, isim, mantık, matematik] Bir sıra bağıntısında bir başkasından hemen önce gelen