öyle
Dil: Türkçe
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, ünlem]
Onun gibi olan, ona benzer; o biçimde, o şekilde
- Ben öyle bir şey demedim.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, ünlem]
O yolda, o biçimde, o tarzda
- Bize öyle öğrettiler. İyi olduğunu sandık.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, ünlem]
(ö'yle) O denli, o kadar, o derece
- Bugünlerde biraz üzüntü içindeysen de kasavetlenmeyesin öyle.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, ünlem]
Ondan sonra
- Ana temiz temiz bir öpeyim de öyle yatayım, dedi.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, ünlem]
İçinde "ne, nasıl" vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz
- O ne biçim iş öyle! O nasıl hayvan öyle!