paralamak
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
parçalamak
- 'Çocuk, bu fırtınada başka köye gitmiş olamaz. Ya bir yerde soğuktan donup öldü ya canavar paraladı!’ diyenler oluyordu.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Yıpratıp eskitmek
- Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı.
- [-i, mecaz, mecaz] Sözle yaralanmasını, incinmesini sağlamak
- [-i, mecaz, mecaz] Bir işte çok çaba ve özen göstererek kendini çok yormak, yıpratmak