parçalanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak; paralanmak (II)
- Mine'nin parçalanmış bedeni gözlerimin önüne geliyor.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Başkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek
- Size de tiyatronuza da biraz yararlı olabilmek için didiniyorum, parçalanıyorum.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] bir işi yapabilmek için kendini sıkıntıya sokacak kadar uğraşıp didinmek