pençe
Dil: Farsça pence
-
[isim, mecaz]
Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları
- Kuş beni görünce korktu, pençesinde yılanla havalandı.
-
[isim, mecaz]
Ayakkabının tabanındaki kösele
- Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu.
-
[isim, mecaz]
Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç
- Bir yumruğunu gırtlağıma dayadı, bir pençesiyle kalbimi kavradı.
- [isim, mecaz] el (I)