perde

Dil: Farsça perde

• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü; gerelti, gergi, hicap
  • Durmadan pencere kapatıyor, perde çekiyorum.
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey
  • Sinema perdesi. Karagöz perdesi.
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   İki yeri birbirinden ayıran bölme
  • Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı.
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Seste pes perde
  • Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi.
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Doğruyu görmeye engel olan şey
  • Gözlerine perde inmiş.
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
  • Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti.
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   katarakt
• [isim, mecaz, hayvan bilimi, müzik, müzik, tıp, tiyatro]   Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri