pişkin
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
Gereğince pişmiş
- Pişkin ekmek.
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
Çabuk pişen; pişeğen, pişek
- Pişkin nohut.
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
Saygısızca davranarak işini yürüten
- Hiç istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum.
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
utanmaz
- Vasıf'ı hem arkadaş canlısı bir insan hem de gayet pişkin bir politikacı olarak tanıyordum.
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
olgun
- En pişkin aktörler bile bizim kadar rollerini başaramazlar.