pompalamak
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, argo]
Pompa ile şişirmek, tulumba ile suyu çekmek veya vermek
- Takım kaptanı Tulum Hayri, topu iki dizinin arasına almış ha bire pompalıyordu.
-
[-i, mecaz, argo]
Tıkanan bir deliği açmak için pompaya sürekli basmak
- İki saattir deliği açacağım diye pompala pompala canım çıktı.
-
[-i, mecaz, argo]
Boru hattı yoluyla petrol göndermek
- Irak bu kanaldan önce günlük 500 bin varil, daha sonra kapasitesi artırılarak günlük 1,5 milyon varil petrol pompaladı.
-
[-i, mecaz, argo]
Kızıştırmak, şiddetlendirmek, körüklemek
- Medyanın körüklemesiydi bu, medya işi pompaladı, bombardımana tabi tuttu.
- [-i, mecaz, argo] Birinin gururunu okşayacak sözler söylemek, abartarak övmek