ruh

Dil: Arapça rūḥ

• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   can
  • Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil.
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   Allah tarafından insan bedenine üflenen, ölümden sonra da varlığı devam eden ve mahiyeti tam olarak bilinemeyen ilahi ve manevi cevher; tin (I)
  • Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor.
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   En önemli nokta
  • Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur.
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   duygu
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   karakter
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   Göze çarpan en belirgin nitelik
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   esans
• [isim, din bilimi, mecaz, mecaz, mecaz, kimya, felsefe]   Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü