sahte
Dil: Farsça sāḫte
-
[sıfat, mecaz]
Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan; çakma, düzme, düzmece
- Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı.
-
[sıfat, mecaz]
uydurma
- Edebiyat dünyamız tereciye tere satmaya kalkışan sahte şöhretlere, üçkâğıtçılara kısa bir zaman için katlanıyor.
-
[sıfat, mecaz]
Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş; yalancı
- Öteki çocuklar mum kesilmişler, sahte bir sessizlikle sahte bir hamaratlık gösterisi içinde birer disiplin modeli olmuşlardı.
- [sıfat, mecaz] yapmacık