sarılmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, -e, -i, -e, mecaz, mecaz]
Sarma işi yapılmak
- Ellerine sarıldım; öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum.
-
[nesnesiz, -e, -i, -e, mecaz, mecaz]
Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak
- Sarıldığı gibi iki yanağından içtenlikle öpmüştü müdürü.
-
[nesnesiz, -e, -i, -e, mecaz, mecaz]
Kollarını dolayarak kucaklamak
- İkinci sınıfa geçtikten sonra derslerine daha fazla sarılmıştır.
- [nesnesiz, -e, -i, -e, mecaz, mecaz] Bütün gücü ile ele almak
- [nesnesiz, -e, -i, -e, mecaz, mecaz] Hemen yapmaya koyulmak, girişmek
- [nesnesiz, -e, -i, -e, mecaz, mecaz] Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek