sepet
Dil: Farsça seped
-
[isim, sıfat, sıfat, denizcilik, spor]
Saz, kamış, ince dal veya tellerden hasır biçiminde örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- Sepetlerin ağzına ekmek, üzüm, türlü yiyecekler konmuş ... beş altı sepeti yerleştirmişler ayrı ayrı kompartımanlara...
-
[isim, sıfat, sıfat, denizcilik, spor]
Bu kabın aldığı ölçüde
- Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar.
-
[isim, sıfat, sıfat, denizcilik, spor]
Bu kap biçiminde örülerek yapılmış
- Vapurda alçak ve derin bir sepet koltukta etrafı seyrede ede halis süt, taze tereyağı ve balla ucuz ve iyi bir kahvaltı ettim.
-
[isim, sıfat, sıfat, denizcilik, spor]
Sazdan örülmüş balık kapanı
- Motosikletin sepetini çıkarmış, kızı arkaya oturtmuş, başındaki kurdelası uça uça gidiyorlar.
- [isim, sıfat, sıfat, denizcilik, spor] Motosikletin yan tarafında bulunan, tek yolcu taşımak üzere hazırlanmış ayrı bölüm
- [isim, sıfat, sıfat, denizcilik, spor] Basketbolda sayı kazanmak için, içine top atılmaya çalışılan demir çembere geçirilmiş altı açık ağ