sermek
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, mecaz]
Kurutmak için asmak
- Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.
-
[-e, -i, mecaz]
Göstermek amacıyla asmak veya yaymak
- Çeyiz sermek.
-
[-e, -i, mecaz]
Düz bir yere yaymak
- Üzüm sermek. Bulgur sermek.
-
[-e, -i, mecaz]
Açarak yaymak veya döşemek
- Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi.
-
[-e, -i, mecaz]
Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
- Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti.
- [-e, -i, mecaz] Boşlamak, savsaklamak