sıkma
Dil: Türkçe
-
[isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat]
Sıkmak işi
- Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu.
-
[isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat]
Bir tür pantolon veya şalvar
- Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı
- [isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat] Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek
- [isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat] Sımsıkı bağlanmış
- [isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat] Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)
- [isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat] Dar bir tür kadın yeleği
- [isim, sıfat, sıfat, halk ağzında, sıfat] Elde bükülen pamuktan dokunmuş