silmek
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz]
Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek
- Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi.
-
[-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz]
Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak
- Türküler çağırarak tahta siliyorlar.
-
[-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz]
Bir yazı, çizgi vb.ni kazıyarak veya sürterek yok etmek
- Daktilo yanlışlarını iğneyle kazıyarak sildi.
-
[-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz]
Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek
- Defterden adını silmişler.
-
[-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz]
Üzerini çizerek atmak, yok etmek
- Takımı sahadan silmek.
-
[-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz]
İlişkisini koparmak, yok saymak
- Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır.
- [-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz] Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak
- [-i, nesnesiz, -i, -den, mecaz, -i, -den, mecaz, mecaz] Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek