sindirmek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz]
Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmak; pıstırmak, sındırmak
- Kartal burunlu, kalın kaşlı, çember sakallı ihtiyar, Sertman'ı biraz sindirdi.
-
[-i, mecaz]
Yenilen besin maddesini sindirim sisteminde gereken değişikliklere uğratarak kana karışabilir bir duruma getirmek; hazmetmek
- Hoca, sabahleyin bir bahçıvanın ikram ettiği turp salatasını henüz sindirememişti.
-
[-i, mecaz]
Kendine mal etmek, anlayışla karşılayıp benimsemek
- Bir de o düşünceleri gerçekten sindirmiş bilginlerin, bilge kişilerin tutumuna bir bakın.