şirazesi bozuk
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Şirazesi dağılmış, şirazesi bozulmuş
- Eser, vişne rengi, meşin, zencirekli, şirazesi bozuk cilt içindedir.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Akli dengesi yerinde olmayan (kimse)
- Bugün bütün mahlukat arasında en şirazesi bozuk, en bedbaht, en yolundan çıkmış mahlukun insan olmasında sebep, şu yarım yamalak aklımızın biraz olsun hayatımıza müessir oluşudur.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Düzeni bozulmuş (toplum)
- Fakat şimdi görüyordum, bu ne şirazesi bozuk cemiyet ne kötü hayattı.