şişmek
Dil: Türkçe
- 
      
      
        
          [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor]
         
      
      İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek
      
      
        - Balon şişti.
 
- 
      
      
        
          [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor]
         
      
      Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek
      
      
        - Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler.
 
- 
      
      
        
          [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor]
         
      
      Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak
      
      
        - Aynanın karşısında bir süre, çok uyumaktan şişmiş yeşil gözlerini ve çıkardığı tüm gürültülere rağmen uyanmayan kocasının yatışını seyretti...
 
- 
      
      
        
          [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor]
         
      
      Çok yemek yiyerek rahatsız olacak kadar doymak
      
      
        - Ben demedim mi sana, bu herifin karşısında aşık atılmaz diye, şiştin mi şimdi?
 
- 
      
      
        
          [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor]
         
      
      Gururlanmak, büyüklenmek
      
      
        - Bireysellik adı altında insanların egoları şişmiş, Batı sorunun farkına vardığından duygusal zekâ kavramı ortaya çıkmıştır.
 
- [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor] Utanmak, mahcup olmak
- [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor] Çoğalmak, yükselmek
- [nesnesiz, mecaz, argo, mecaz, spor] Yorularak koşuyu veya müsabakayı sürdüremez olmak