sıyırmak
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
Hızla sürtünerek veya dokunarak geçen bir şey geçtiği yüzeyden küçük bir parça koparmak, soymak veya o yüzeyin üzerini hafifçe çizmek, yırtmak
- Çark elini sıyırdı.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Sürtünerek veya çekerek bir şeyi yerinden almak, kaldırmak
- Genç adam ceketini çıkardı, kolunu sıyırdı, uzattı.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Bir şeyin üstündeki örtüyü çekerek almak veya açmak
- Kılıcını sıyırdı.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Kılıfında veya kınında bulunan tabanca, kılıç vb.ni çekerek çıkarmak
- Tabağı sıyırmak. Eti sıyırmak.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Kazıyarak, silerek üzerinde veya içinde hiçbir şey bırakmamak
- Kurşun başını sıyırıp geçti.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Hafifçe dokunarak geçmek
- Hem o kız on gündür, yağmurlarla beraber devam eden çökkünlüğümden beni sıyırıp kurtaracak kudrette mi?
- [-i, mecaz, mecaz] Akıl sağlığını kaybetmiş olmak
- [-i, mecaz, mecaz] Çekip kurtarmak