söylenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Söyleme işi yapılmak; söylenilmek
- Asıl söylenecekler hep sonradan anımsanır.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Kendi kendine konuşmak, kendi kendine bir şeyler söylemek
- Kırlarda saatlerce böyle dolaştı, durdu / Söylendi, homurdandı. Düşündükçe kudurdu!
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Çıkışmak, azarlamak, eleştirmek
- Benim kırdığımı anlayınca bana söylenmeye başladı.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Sızlanmak, yakınmak