süpürmek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek
- Herif süpürge ile fesini süpürüp de şak şak eline vurdukça un çuvalı gibi tozuyordu.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Çıkarıp atmak, kovmak
- Yanında binlerce kurbanlık ile / Süpürdü düşmanı, bastı dayağı
-
[-i, mecaz, mecaz]
Tüketmek, bitirmek
- Tatlıya öyle düşkünmüş ki geceleri usulcacık kalkar, tel dolaptaki muhallebiyi, revaniyi, kadayıfı ne bulursa hepsini süpürürmüş.