süslemek
Dil: Türkçe
- 
      
      
        
          [-i, mecaz, mecaz]
         
      
      Birtakım katkılarla bir şeyin daha güzel, daha göz alıcı olmasını, daha hoş görünmesini sağlamak; bezemek, bezeklemek, donamak, donatmak, tezyin etmek
      
      
        - Yemişçiler dükkânlarını meyvelerle süslüyorlar.
 
- 
      
      
        
          [-i, mecaz, mecaz]
         
      
      Söz oyunlarıyla güzelleştirmek
      
      
        - Söylediğim şeyleri, maalesef bir kısmı da uydurma olan misallerle süsleyerek adamcağızı âdeta ağlamaklı ederdim.
 
- 
      
      
        
          [-i, mecaz, mecaz]
         
      
      Birinin kusurlarını uzun uzun yüzüne vurmak
      
      
        - Ben onu bir süsleyeyim de görsün.