takır takır
Dil: Türkçe
-
[sıfat, zarf, zarf]
Sert ve kuru; takır tukur
- Takır takır bir ekmek.
-
[sıfat, zarf, zarf]
Sert ve kuru bir ses çıkararak; takır tukur
- Etrafından, üstü başı perişan, takır takır, takunyalı adamlar geçiyordu.
-
[sıfat, zarf, zarf]
Sert ve kuru bir biçimde; takır tukur
- Ölü çiçeklerin sapları bile büzüşmüş, aralarına dolgu olsun diye yerleştirilen zakkum dalları da takır takır kurumuş; dokununca ufalanıyordu.
-
[sıfat, zarf, zarf]
Arka arkaya mermi atarak
- Kıkırdardı Hamdi bu sefer, yani dedesinin alnına nişan alıp acımasız bir gangster gibi takır takır boşaltırdı da tabancasını, dedenin suratında kırışıklık hâlinde biriken yıllar tuzla buz olurdu.