tam
Dil: Arapça tāmm
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo]
eksiksiz
- Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo]
Bir bütün olarak ele alınan; bütün
- Tam istediğim gibi davrandın.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo]
En elverişli, en uygun
- Çocuğa dilimi çıkarmıştım; tam ağlıyordu, güldü.
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo]
tıpkı
- Eren ruh, öz ruh diyorsunuz ama bununla ne kasdettiğinizi tam çıkaramadım, bana şu senin mantığınla bir izah eder misin?
-
[sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo]
O sırada, o anda
- Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü.
- [sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo] Eksiksiz olarak, bütün olarak; iyice
- [sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo] Gerçek, kusursuz olan
- [sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo] Ehliyetli, yetkin olan
- [sıfat, zarf, zarf, zarf, mecaz, mecaz, isim, argo] Amerikan doları