tamam
Dil: Arapça tamām
-
[edat, ünlem, teklifsiz konuşmada, ünlem]
bütün
- Paranın tamamını verdim.
-
[edat, ünlem, teklifsiz konuşmada, ünlem]
eksiksiz
- Bu kitap tamam değildir.
-
[edat, ünlem, teklifsiz konuşmada, ünlem]
Tamamlanmış, bitmiş
- Haydi Abbas vakit tamam / Akşam diyordun, işte oldu akşam / Kur bakalım çilingir soframızı / Dinsin artık bu kalp ağrısı
-
[edat, ünlem, teklifsiz konuşmada, ünlem]
Olması gerektiği gibi
- Hesap tamam, gidebiliriz.
-
[edat, ünlem, teklifsiz konuşmada, ünlem]
evet
- Tamam, başka işimiz kalmadı da şimdi onunla mı uğraşacağız!
- [edat, ünlem, teklifsiz konuşmada, ünlem] Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz