tazelemek
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, mecaz]
Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
- Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, mecaz]
Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek
- Hoca bir kere daha tazeleyince harıl harıl yazmaya koyuldu.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz, mecaz]
tekrarlamak
- Rica ederim, bu bahisleri açıp da dert tazeleme!
- [-i, nesnesiz, nesnesiz, mecaz] Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak