temizlemek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz, argo, argo, tıp]
Bir şeyi, bir yeri temiz duruma getirmek; paklamak
- Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler.
-
[-i, mecaz, mecaz, argo, argo, tıp]
Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak
- Bir aylık iş vardı, bir haftada temizledim. Bir tepsi böreği temizledi.
-
[-i, mecaz, mecaz, argo, argo, tıp]
Bitirmek, tüketmek
- İntihar etmeden önce de aleyhte tanıklık edecek, yargıcı temizleyecekti.
- [-i, mecaz, mecaz, argo, argo, tıp] Öldürmek, yok etmek
- [-i, mecaz, mecaz, argo, argo, tıp] Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak
- [-i, mecaz, mecaz, argo, argo, tıp] Bir yaranın, bir dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek