tepmek
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz, mecaz]
Hayvan, ayağıyla vurmak
- Yünleri çuvala tepmek.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Üzerine basarak sıkıştırmak
- Bu topraklı yolları tepmeden oraya varmak zordur.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Çokça yürümek
- Tüfek geri tepti, omzunu incitti.
-
[-i, mecaz, mecaz]
Silah ateşlendiğinde arkaya baskı yapmak
- Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?
-
[-i, mecaz, mecaz]
Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek
- Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır fakat akşam oldu mu derdi teper.
- [-i, mecaz, mecaz] Yeniden ortaya çıkmak, tazelenmek, depreşmek