tıkanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz]
Tıkama işine konu olmak; bekinmek
- Anlattıklarını dinledikçe sanki hava borum tıkanmış da deniz baskısından iliklerim gözlerimden pırtlıyormuş gibi sıkılıyorum.
-
[nesnesiz]
İştahı kalmayıp yemek yiyememek
- Hâlâ tıkanmış, boğulmuş gibi kesik kesik nefes alan Lâle'ye bir kere daha baktı.
- [nesnesiz] Soluk alamamak, soluğu kesilmek