tıkılmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz]
Tıkma işi yapılmak
- Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi.
-
[nesnesiz]
Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak
- Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık.
-
[nesnesiz]
hapsedilmek
- Bu bücürü yeni tıkıldığı karakolun birinden ben çıkarttım.