tıkıştırmak
Dil: Türkçe
-
[-e, -i]
Boş yer kalmayacak biçimde doldurmak, gelişigüzel koymak, tıka basa sokmak
- Tam bir kutu çorabı tıkıştırdılar koltuğumun altına.
-
[-e, -i]
Acele ile birine bir şeyi yedirmeye çalışmak
- Musa tabaktaki peynirin yarısını, üç dilim ekmeği ve kâsede kalan tüm zeytinleri ağzına tıkıştırıp bir şey söylemeden çıktı evden.
- [-e, -i] İyice çiğnemeden yutarak yemek