toparlanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz]
Toparlama işine konu olmak veya toparlama işi yapılmak
- Bu üçüncü gidişimde Erzurum'u bir öncekine nispetle daha çok toparlanmış, gelişmiş buldum.
-
[nesnesiz]
Para yönünden durumunu düzeltmek
- İlk sarsıntıdan sonra toparlanan halk kendini dışarı atmıştı.
-
[nesnesiz]
Gelişmek, daha iyi duruma gelmek
- Can havliyle silkinip toparlanarak ve bütün bağlarından sıyrılarak birdenbire ayağa kalkıvermiş.
- [nesnesiz] Sağlığı düzelmek
- [nesnesiz] Etkilenilen herhangi bir şeyden kurtulmaya başlanmak
- [nesnesiz] Bir işi, bir hareketi yapmaya hazır duruma gelmek