tütmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, halk ağzında]
Duman veya buhar çıkarmak
- Dumanı tütmekte olan bir vapuru görerek artık yerine dönmeyi akıl etti.
-
[nesnesiz, mecaz, halk ağzında]
Ocak veya sobanın bacası dumanı çekmeyip geri vermek
- Kahvelerin içi, tüten ocakla göz gözü görmez bir hâldeydi.
-
[nesnesiz, mecaz, halk ağzında]
Yaşamak, varlığını sürdürmek
- Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
- [nesnesiz, mecaz, halk ağzında] İyi veya kötü kokmak