tuzlamak
Dil: Türkçe
-
[-i, halk ağzında, halk ağzında]
Herhangi bir şeyin üzerine tuz serpmek
- Talât Kılıç, limonları soğanın, maydanozun üstüne sıktı, fırtlayan çekirdekleri çatalın ucuyla ve söylene söylene çıkardı, tuzladı, karıştırdı.
-
[-i, halk ağzında, halk ağzında]
Daha fazla dayanması için peynir vb. yiyecekleri tuza yatırmak
- Etin erken çürümemesi için, kimseye danışmadan tuzladı, işi bitince de ağaların artırdığı etlerden yemeye koyuldu.
-
[-i, halk ağzında, halk ağzında]
Deri, et, balık vb.nin çürümemesi veya kokmaması için içine veya arasına bolca tuz dökmek
- Ebe, çocuğu tuzladı, göbeğini kesti, iğne ile kulaklarında küpe deliği açtı.
- [-i, halk ağzında, halk ağzında] Yara vb.nin iyileşmesi için üzerine tuz dökmek
- [-i, halk ağzında, halk ağzında] Keçilerin yalayarak tuz ihtiyacını karşılaması için kayaların üzerine tuz serpmek
- [-i, halk ağzında, halk ağzında] Hastalıklar ondan uzak olsun, kaderi rahmetli babasına benzemesin, diye yeni doğan bebeğin bedenini tuzla ovmak