uç
Dil: Türkçe
-
[isim, sıfat, tarih, tarih]
Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası
- Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu.
-
[isim, sıfat, tarih, tarih]
Bir şeyin baş veya son noktası
- Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz.
-
[isim, sıfat, tarih, tarih]
Bir şeyin kenarı
- İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor.
-
[isim, sıfat, tarih, tarih]
Dış kenar; periferi
- Kalemin ucunu kâğıda değdiriyor, dikiş makinesi gibi, çizim bitinceye kadar kalemi kaldırmıyor.
-
[isim, sıfat, tarih, tarih]
Bir uzaklığın son noktası
- Ancak, Selçuklunun Bizans’la barış zamanlarında bile uçlardaki çatışmalar bitmez.
- [isim, sıfat, tarih, tarih] Bir şeyin başı, tepesi
- [isim, sıfat, tarih, tarih] Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde
- [isim, sıfat, tarih, tarih] sınır
- [isim, sıfat, tarih, tarih] Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren; ekstrem
- [isim, sıfat, tarih, tarih] Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak
- [isim, sıfat, tarih, tarih] sınır boyu