uçurum
Dil: Türkçe
-
[isim, mecaz, mecaz]
Deniz, göl, ırmak vb. su kıyılarında veya karada dik yer; yar
- Bütün eşyamızın paldır küldür uçurumlardan yuvarlandığını gayet iyi hatırlarım.
-
[isim, mecaz, mecaz]
Felaketli sonuç, büyük felaket, büyük düşüş
- Bir gün bencileyin bir uçuruma yuvarlanırsanız artık her şey burada bitti, sanmayınız.
-
[isim, mecaz, mecaz]
Giderilmesi mümkün olmayacak kadar büyük fark, derin ayrılık
- Olduğum yer ve olmak istediğim yer arasında çok ciddi bir uçurum vardı.
- [isim, mecaz, mecaz] yalpak