üflemek
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, -i, -i]
Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek; üfürmek
- İki senedir sigaralarının dumanlarını burnuma üflediği yetmemiş gibi şimdi de bana oyun etmeye kalkışıyor.
-
[-e, -i, -i, -i]
Yanmakta olan bir şeyi söndürmek veya canlandırmak için soluk vermek
- İdris, iskele başında salep güğümünün altındaki eleme kömürlerin küllerini üflüyor.
-
[-e, -i, -i, -i]
Nefesli çalgıları çalmak
- Arkadaş çalgısını bir iki defa üfledikten sonra döndü.