uğunmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, halk ağzında]
Büyük bir üzüntü veya acıdan kıvranmak
- Egelilere özgü siyah feracesiyle bir kadın çocuklara eğilmiş, öpüyor, kokluyor, bir yandan da acıyla uğunuyordu başlarında.
-
[nesnesiz, halk ağzında]
Ağlaya ağlaya bayılmak
- Gönülsüz yazıyorum. İstemediğim için, çevresinde dolanıp uğunuyorum.
-
[nesnesiz, halk ağzında]
Soluğu tıkanmak
- Değirmenin kanatları kimi öyle hızlı dönüyordu ki kanatlar gözükmez oluyor, uğunuyordu.
- [nesnesiz, halk ağzında] İsteksiz davranmak, savsaklamak
- [nesnesiz, halk ağzında] Kendi etrafında hızlıca dönmek