ulvi
Dil: Arapça ʿulvī
-
[sıfat, eskimiş]
yüce
- O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor.
-
[sıfat, eskimiş]
Eşsiz, benzersiz özellikler taşıyan
- Doktor Hikmet, o vakit tabiatın bu ulvi manzarası karşısında sarsılarak biraz hakikate gelir gibi oldu.
-
[sıfat, eskimiş]
semavi
- Haydi, madde, et, kemik silinsin; fakat fikir, hiçbir bıçağın kesemediği o ulvi mevcut, nasıl gider, nasıl kalmaz, gelmiş ve olmuşken, gelmemiş ve olmamışa dönebilir?..
- [sıfat, eskimiş] Manevi ve ruhani âlemle ilgili