üremek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Canlılar doğup çoğalmak
- Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi.
-
[nesnesiz, mecaz]
Bitkiler yetişmek
- Çubuklu bahçede üreyen kızılcık da hiçbir yerde bulunmaz.
-
[nesnesiz, mecaz]
Çoğalmak, artmak
- Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.