uydurmak
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, -i, -i, teklifsiz konuşmada, -i, kaba konuşmada]
Uymasını sağlamak; yakıştırmak
- Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu.
-
[-e, -i, -i, -i, teklifsiz konuşmada, -i, kaba konuşmada]
Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak; düzmek
- Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı.
- [-e, -i, -i, -i, teklifsiz konuşmada, -i, kaba konuşmada] Yalan söylemek, düzmece laflar etmek
- [-e, -i, -i, -i, teklifsiz konuşmada, -i, kaba konuşmada] Yolunu bulup elde etmek, sağlamak, bulmak, tedarik etmek
- [-e, -i, -i, -i, teklifsiz konuşmada, -i, kaba konuşmada] Cinsel birleşmede bulunmak