uzaklaştırmak
Dil: Türkçe
-
[-i, -den, mecaz]
Uzağa götürmek
- Allah rızası için şu adamları uzaklaştırın başımdan.
-
[-i, -den, mecaz]
Çıkarmak, ayırmak
- İçtimai hayat bizi hem dış tabiattan hem de kendi varlığımızdan uzaklaştırır.
-
[-i, -den, mecaz]
Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak; kışkışlamak
- Sen onu bozmak, işten uzaklaştırmak, züppeleştirmek için bilmezlikle elinden geleni yaptın.